Yırtık Rahibe, AIDS Konferansı`nda Konuştu
Oscar ödüllü aktris Whoopi Goldberg, ABD`nin başkenti Washington`da düzenlenen Uluslararası AIDS Konferansı`nda konuştu.
Oscar ödüllü aktris Whoopi Goldberg, ABD`nin başkenti Washington`da düzenlenen Uluslararası AIDS Konferansı`nın son gününde yaptığı konuşmada verem ve AIDS sorunlarına espriyle yaklaşarak çözüm aradı.
Mübalağa sanatını kullanarak AIDS hastalarına ön yargıyla yaklaşılmasını eleştiren aktris Whoopi Goldberg, herkesin yaftalanması halinde kimsenin AIDS hastalarının alması gereken yardımı engelleyemeyeceğini belirterek, "Bence herkesi yaftalayalım. Sarışınlar yaftalanmalı. Esmer olmak bir kusur olmalı. Büyük kalça sahibi olmak da damgalanmalı. Eğer her şeyi lekeli olarak görürsek, hiçbir şey kusur olmaz. O zaman insanların ortaya saçtığı bu saçmalıkları aşabiliriz. İnsanlar yardım almıyor, çünkü `O zaman birileri öğrenir` diyorlar. İşin şoke edici kısmı, insanlar zaten biliyor. O zaman neden yardım almıyorsunuz?" dedi.
UNICEF İyi Niyet Elçisi titrini de taşıyan Goldberg, gelişmekte olan ülkelerdeki AIDS ve verem salgınları hakkında da, "İnsanları neyin öldürdüğünü bilip, görüp, ne yapabileceğinizin farkında olduğunuz halde nasıl yine de gerçekleşmesine izin veriyorsunuz? Ondan sonra da olanlar için ağlıyorsunuz. Kalçanızı kaldırıp `Ne yapılması gerektiğini biliyoruz. Bu insanlar ölüyorsa sizin yüzünüzdendir` demeye başlayabilirsiniz" ifadelerini kullandı.
Özellikle vereme karşı direnci azalan AIDS taşıyıcısı çocuklara özel bir önem veren Goldberg, çocuklar için verem aşısının önemini belirterek "Bütün çocuklarda ve herkeste kullanabileceğimiz bir şeye ihtiyacımız var. Bunu yapmak zorundayız" ifadesini kullandı.
Konferans öncesi hazırlanan ve insanların bizzat kendilerini tanımladığı dövizlerde bulunan "Ben eşcinselim, herkesle eşitim", "Ben hastalıklarımla tanımlanmıyorum, bunu aşacağım" ve "Ben gazeteciyim; kelimeleri doğru haber vermek ve yaftalarla savaşmak için kullanıyorum" ifadeleri dikkat çekti. - WASHINGTON
Haber Tarihi: 28 Temmuz 2012
Haber KaynaK: haberler.com
|
|
Eklenme Tarihi : 29.07.2012 |
Haber Editörü : Criminal |
«« GERi
|
Bu haber 408544 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
risotto34 ve senay_dilber arkadaşlar;harika yorumlarınız..olması gerekeni az da olsa yansıtan çarpıcı açıklamalarınıza teşekkürler..yürekten gelen ifadeler bunlar...!
Yazan : gana
Beğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)
|
|
|
|
Bizde bir tane bile sanatci zor cikar bu konda konsuru herhalde , adamlarin ileri gorusunu ve konuya cozumlerini espirili bir dille bile olsa bir katki sunmalarini takfdir etmek gerekir ..
Aids korkulacak bir hastalik degildir , Dunyada 34 milyon kisi bu hastaligin pencesindedir , yurt disinda ve Turkiyede gunluk alinan ilaclarla hastalar yasamlarini normal olarak devam ettirmektedirler halkimiz bu konuda bilgisiz , insallah bir gun , devlet olarakda bu konualara sigaraya verdikleri onem kadar konusurlar ,Sex dunyada heryerde var , var oldugu surece her turlu hastalik da olucaktir bunlardan korunmak ve caresini arstirmak bizlere dusuyor ... Saglikla kalin ...
Yazan : estanoche1
Beğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)
|
|
Yurtdışındaki ünlü isimlerin sosyal yardım projelerindeki aktif rollerini gördükçe ayakta alkışlayasım geliyor! Bir Sharon Stone`un AIDS`le savaş ile ilgili çırpınmaları, bir Elton John`un HIV pozitif bireyler için yürüttüğü kampanyalar, bir Angelina Jolie`nin az gelişmiş ülkelerdeki açlık ve sefalete karşı verdiği mücadeleler, bir Oprah Winfrey`in saymakla bitirilemez insani yardım önderlikleri... Ancak, benim için bu harika çalışmalarda yer almalarından öte daha çok dikkatimi çeken ve sevgi - saygı duymama sebep olan birşey varsa o da, bu saydığım isimlerin asla laf olsun diye, medyada görüneyim diye bu projelerde yer almamaları! Hepsinin, savundukları ve uğrunda sonuna kadar gidebilecekleri fikirleri var bu sorunlar hakkında... Gelelim ülkemize... TARKAN... Son 3-4 yıldır yalandan bir çevreci kesilmeler... ``Oraya santral kurulmasın! / Buraya baraj yapılmasın!``cı olmalar... Tatlım, bunları herkes söyleyebilir... Doğuş bile söyler... Madem farklısın, madem megastarsın, koy farkını ortaya! Daha yırtıcı ol! Gerçekten çalış, çabala! ``Alliano kurtarılsın!``cı olmalar, ``Hasankeyf sular altında kalmasın!``cı söylemler... Tamam, iyisin hoşsun ve gerçekten güzel kampanyalar bunlar tamam da, sen inanıyor musun insanlara bu kampanyaların doğruluğunu ve haklı bir mücadele olduklarını anlatabildiğine? Göze iki sürme çekip, boyna da bir poşu atıp Hasankeyf`te dolaşıp, ``Çok üzülüyorum! Burası yok olmasın!`` demekle hiçbirşey başarılmaz! Ben ilkoluldayken de okulumuzda sürüyle eğitsel kol vardı ve sürüyle eğitsel kol faaliyeti... Hiçbir işe de yaramazdı... Tarkan`lı sosyal yardım projeleri de bana onları anımsatıyor... Herneyse... Yorumumun başında saydığım büyük isimler ve dev sosyal yardım kampanyalarının benzerlerini ülkemizde beklemek sanırım saçmalık... Biz neyle idare edelim biliyor musunuz? Müge Anlı`nın dağıttığı tekerlekli sandalyelerle, İkbal Gürpınar`ın ramazan kumanyalarıyla ve Seda Sayan`ın kısır çiftlere güzellik yapıp doğurtması hediyeleri ile... Az`ız ya... Biraz daha üreyelim... Hatta Seda Sayan`ımız bilmem ne göz hastanesinden bedavaya gözlerimizi çizdirse bile, bir çok gerçeği görmeyelim... Bir sosyal cehennemde, sosyal yardım projesi yürütmek kadar absürd ne olabilir ki!
Yazan : senay_dilber
Beğen (4 kişi bu yorumu beğendi.)
|
|
Tam bu kadından beklediğim gibi konuşmuş... :) Komik ve iğneleyici! Ondan başkası da bu kadar cesur olamazdı zaten.
Yazan : minyoncuk_p86
Beğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)
|
|
Bu dünyada ölmeden önce tanışmak istediğim sanatçılardan biri de Whoopi Goldberg.tek kelimeyle harika biri:)
Yazan : magic_world
Beğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)
|
|
bizim ülkemizde gerçek anlamıyla ``sanatçı`` yok denecek kadar az olduğu için böyle, insanlara yardımcı olabilecek, onları yüreklendirebilecek çıkışları yapabilecek birileri de henüz yok! bizde herşey perdeler arkasında olur..Dolayısıyla, birçok LGBTT kendisini savunurken ``Dört duvar arasında ne yaptığım sadece beni ilgilendirir.`` der. Oysa, sevgi duvarları kaldırır. Sevdiğinizle elele tutuşmak, onun omuzuna başınızı koymak için her zaman dört duvar mı arayacaksınız? bir Kürt atasözü der ki, Herşeyin kabası dayanıklıdır insanın incesi..maalesef ki, biz henüz yeterince yontulamadık. Halen daha hayatımızı korkularımız şekillendiriyor. Ancak, garip bir şey var bizde; barışamadığımız çelişkilerimizle birlikte hayat güllük gülistanlıkmışçasına yaşayıp gidiyoruz. Haberde ``İnsanları neyin öldürdüğünü bilip, görüp, ne yapabileceğinizin farkında olduğunuz halde nasıl yine de gerçekleşmesine izin veriyorsunuz? Ondan sonra da olanlar için ağlıyorsunuz. Kalçanızı kaldırıp `Ne yapılması gerektiğini biliyoruz. Bu insanlar ölüyorsa sizin yüzünüzdendir.`` diyor. Öğrenciyken bir hocam bana ``Eşcinsellerin tamamı ruh hastasıdır dolayısıyla eşcinsellikleri tedavi edilmelidir.`` demişti. Yukarıdaki cevaba benzer bir cevap vermiştim ona, ``Eşcinseler ruh hastasıysa sizin gibiler yüzündendir. eşcinsellik bir ruh hastalığı değildir ama eşcinsellerin ruhsal bozuklukları olabilir; bunca baskı, aşağılama muhakkak bir araz yaratır...`` bu konuşma neredeyse bir ders saati sürmüş ve iki sene sonra ben mezun olurken sözkonusu hocayı ziyaret ettiğimde, arkadaşlarımın yanında benden özür dilemişti. Derste ne zaman söz istesem, konuyu ``eşcinsellik`` e getirdiğimden yakınan bu hoca en son derste ``aslında, konu eşcinselliğe gelmiyormuş. eşcinsellik hayatın her alanında varmış.`` demişti. Hep söylenen bir söz vardır ``Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.`` diye. Bizim sağlam adımlara ve tereddütlerimizden ve tedirginliklerden arınmış ruhlara ihtiyacımız var. Gerçek, kalıcı ve büyük başarıları ancak o zaman hayata geçirebiliriz. Yoksa, çaba harcanmadan elde edilmiş her şey ilk büyük dalgada yok olur, gider.
Yazan : risotto34
Beğen (4 kişi bu yorumu beğendi.)
|
Yorum yazmak için login olunuz
|
|
|