New York’ta eşcinseller için kariyer günü
Eğer görüntüsünden anlaşılmıyorsa, işe girerken söylemiyor. Sonra da ofistekilerin fark etmemesi için çabalıyor.
Konuşurken kullandığı sözcükler... Jestler... Kıyafetler... “Normal” bir insanın “normal” tavırları. Masaya sevgili fotoğrafı koymak yok. Şirket yemeklerine eşli gitmek yok. Gece gittiği yerleri anlatmak yok. Başta başarır gibi oluyor. Tutunuyor. Ancak bir süre sonra bu durum alacağı terfileri etkiliyor. Çünkü, niye sosyal değil, demeye başlıyorlar. Biraz garip, diyorlar. Yine de açıklarsa belki işini kaybedebileceği için hepsine razı oluyor. “Out” olan (eşcinsel olduğunu herkese açıklayan) arkadaşlarının yaşadıklarını gördükçe, yükselmesem bile en azından işim var diye düşünüyor. Susuyor.
AÇIK OLUNSUN Önceki hafta New York’ta bir iş fuarı düzenlendi. Organizatör, Gay Center ve Greenwich Village-Chelsea Ticaret Odası. Kentte yaşayan lezbiyen, gay, biseksüel ve transeksüellerin katıldığı bir fuardı ve sloganı da “Çalışmak için Açıkla” (Out to work) diye seçilmişti. Herkes kartlarını açık oynasın. Çalışan, eşcinsel olduğunu açıklasın. Şirket, bir eşcinsel işe aldığını bilsin. Kimse dolapta saklanmak zorunda kalmasın diye...
27 ŞİRKET VAR Eşcinseller için kariyer günlerini 3 senedir yapıyorlar. Katılım da her sene artıyor. Geçen sene 1500 kişiyken bu sene sayı 3 bin. 27 şirket stand açmış. Pepsi, Pfizer, Chase gibi büyük şirketler de gelmiş. Firmalara neden böyle bir organizasyona katıldıklarını sordum. Cevaplar hep aynı. Herkes Chase standındakiler gibi, çeşitliliği desteklediğimizi göstermek için geldik, diyor. 230 bin bankacının çalıştığı Chase, bu yüzden eşcinsel çalışanları için bir grup da kurmuş. Kaç üye var, dedim. “8 bin 500. Ama kimliğini açıklamak istemeyenler de var” dediler.
ÇEŞİTLİLİK Amerikan yasalarına göre aslında işe alım görüşmelerinde kimse kimseye cinsel kimliğini soramıyor. Ayrımcılık sayılıyor çünkü. O yüzden ben de fuarda görüştüğüm kişilere bunu tersten sordum. Yapılan da bir tür ayrımcılık değil mi diye!.. İstisnasız yine hepsi karşı çıktı. Pozitif bile olsa ayrımcılık lafını kullanmıyorlar. Yine çeşitlilik diyorlar.
İŞSİZ DEMİYOR Johnson&Johnson standında konuştuğum bir eşcinsel, “Ben buraya gelmekte aslında tereddüt ediyordum. Ama gelince, bu şirketlerde benim gibi insanların da çalıştığını kendi gözümle gördüm” dedi. Ancak birkaç kez sormama rağmen, önyargısına sebep olayın ne olduğunu öğrenemedim. Çoğu, gazeteci olduğumu öğrenince benimle konuşmayı da reddetti zaten. Kimse mağdur görünmek istemedi. İşsizim bile demiyorlar. Herkes freelance!..
BEŞ KİŞİ ALDIK Şimdiye kadar bu fuardan toplam kaç kişinin işe alındığı net değil. Teker teker sormak gerekiyor ki, örneğin Axa standındakiler, 2 yılda 5 kişi aldıklarını söylediler. Ancak neden eşcinsellerle çalışmak istediklerine gelince, temelde iki sebep ortaya çıktı:
1) Eşcinsel bir hedef kitleleri varsa, satış için de eşcinsellerle çalışmak istiyorlar!.. Örneğin daha çok eşcinsellerin yaşadığı Manhattan’ın Chelsea bölgesine gittiğinizde herhangi bir Starbucks’a girin, orada da tezgahın arkasındakilerin eşcinsel olduğunu genelde fark edersiniz.
2) İlkesel sebeplerden istiyorlar. Eşcinsellere karşı bir ayrımcılık yapmadıklarını göstermek için özellikle eşcinsel işe alıyorlar. Açık kimliğiyle işe giriyor, çalışmaya başlıyor, sonra şirketinin römorkuyla New York’ta her yıl düzenlenen Eşcinsel Onuru yürüyüşüne katılıp bütün kente bunu gösteriyor. Ofise döndüğünde de kimse terfisine karışmıyor.
Durumu en zor transeksüeller
Yazılım şirketi Quark’ın kurucusu Tim Gill, Amerika’da eşcinsel hakları için çalışan örgütlerin en büyük bağışçısı. İş dünyasında eşcinsel olmayı şöyle açıklıyor: “Herkes size farklı davranır. Bazen iyi, bazen kötü ama farklı. Ben eşcinsel olduğumu açıklayınca müşteri kaybettim. Çünkü ben eşcinselim diye benim şirketimin de eşcinsel olduğunu düşündüler.”
Gay olduğunuz için müşteri kaybedebilirsiniz. Ama çoğu zaman cinsel kimliğini saklama imkânı da olmayan transeksüeller var ki, onların durumu gay’lerden vahim.
Önlerinde iki seçenek var. Ya hemen kariyerin başında kusursuz bir ameliyat olup geçmiş yokmuş gibi davranmak. Ya da cinsiyet değiştirmeden önce çok başarılı olup şirket sahibi olmak. Transeksüel olduktan sonra da eski müşterilerden kalanlarla eski işi devam ettirmek.
New Yorkluların tatil yaptığı yerlerden Montauk’ta bir transeksüelle tanıştım. Sohbet sırasında, Amerika’nın en önemli tüp bebek laboratuvarı uzmanlarından biri olduğu ortaya çıktı. Hatta Türkiye’ye gelip Amerikan Hastanesi’nin tüp bebek laboratuvarını kurduğunu anlattı. Dönünce araştırdım. Bir sürü dergide nasıl transeksüel olduğunun hikâyesi çıkmış. Biyografisinde de kendi alanında dünyada tek olduğu yazılmış.
O şanslılardan. Kariyer günlerinde karşılaştığım transeksüeller bu fırsatı bulabilir mi, emin değilim.
kaynak: hurriyet.com
|
|
Eklenme Tarihi : 03.10.2009 |
Haber Editörü : ARES |
«« GERi
|
Bu haber 520507 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
Aslında bende açıklamak isterim gay olduğumu saklanarak yaşamak çok saçma geliyor. Amerika`da ya da başka ülkelerde eşcinsellere yönelik güzel organizasyonlar beni çok mutlu ediyor ama Türkiye`de böyle organizasyonlar ne yazikki yok ya da çok gizli umarım glecekte bizim yaşadığımız sıkıntıları bizden sonraki gayler yaşamazlar...
Yazan : tatlip
Beğen
|
Yorum yazmak için login olunuz
|
|