İki kadının hikayesi çok tartışılacak
Ece Vahapoğlu’nun Doğan Kitap’tan çıkan modern sunucu Esin’le türbanlı kız Kübra’nın ilişkisini konu aldığı “Öteki” adlı kitabı çok tartışılacak. TV’lerde sunuculuk yapan Ece Vahapoğlu’nun “Öteki” adlı kitabı, Amerika’da eğitim gördükleri üniversitede tanışan, yıllar sonra İstanbul’da tekrar karşılaştıklarında dost olup birbirlerini yakından tanıyan, hayli parlak bir kariyere sahip, başarılı ve modern sunucu Esin ile babasının şirketinde yöneticilik yapan, İslami değerlere sıkı sıkıya bağlı türbanlı kız Kübra’nın öyküsünü konu alıyor.
Evliliğinde mutsuz Esin’le yönetici Kübra’nın ‘yakınlaşmasının’ anlatıldığı kitap, birbirlerinin dünyalarını merak eden iki arkadaşın arasında kurulan sıra dışı duygusal bağ, aşk, ihanet, önyargılar, din, cinsellik, tabular ve bastırılmış duygular üzerine örülü. Ece Vahapoğlu’nun Doğan Kitap’tan çıkan “Öteki” kitabında iki kadının “daha önce tanımadığı duyguları yaşadığı” bölümü anlatan satırlar şöyle:
“Bir kızla öpüştün mü hiç?”
Kübra irkildi. Beklemediği bir soruydu. Esin’in dini hayata dair meraklarına alışkındı, ama böyle bir konunun dile getirilmesinden tedirgin olmuştu.
“Ha... hayır” diyebildi.
Esin bakışlarını kaydırdı, muzipce ama biraz da davetkâr bir tavırla tavana doğru baktı.
“Hımm... Ben de hiç denemedim. Hemcinsinle öpüşmek nasıl bir duygu acaba?”
Neler söylüyordu Esin böyle!
Kübra’yı ateş bastı. Belki de hayatında ilk kez duygularından korkuyordu. Vicdan azabıyla karışık bir utanç içindeydi. Esin’in tenini hissetmek, nefesini duymak, yanına uzanmak istiyordu.
Onu istiyordu...
Bu düşüncelerinden dolayı kaç gece uykusu kaçmıştı. Ama o masumca sevmek istiyordu. Kimseler bilmeden... Esin bile bilmesin. Utanıyordu çünkü.
Kaynak: Mynet.com
|
|
Eklenme Tarihi : 12.09.2009 |
Haber Editörü : Administrator |
«« GERi
|
Bu haber 568180 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
Ece hanımın tabir-i caizse sağlam bir `backround`u var... Batı toplumunu iyi tanıdığı için, ``yemeği kes! hemen! şimdi!``, ``10 günde kendini tanı``, ``sana inan, sen başar`` vs. gibi iki dakikada adını uydurabileceğim (evet, bu isimleri ben salladım şimdi) türden reyon kitaplarının yerli versionlarını yazmışlığı bulunan hanımefendi, bize mahsus, ``ben yaptım, oldu``culukla, ``ben yazdım, oldu`` bir kitap döktürüvermiş... Keşke eski tarzında, yani o kendini arayanlar için, kişisel gelişim meraklısı `gelişemez`ler için yazmayı sürdürseydi! `Edebiyat` kelimesini bir araya getiren harflerin hiçbiri yok kitapta... Hani denir ya, `edebiyat`ın e`si yok diye... Bunda hiçbiri yok... Maalesef öyle... Akmayan bir dil, Türk tv. dizisi senaryosu karakterleri kıvamında bir gerçeklik (yani sıfır), şaşırtmayan bir olay örgüsü ve yazan kişide ``Aman Tanrım! Ben ne harika şey yazdım böyle!`` dedirten bir lezbiyen yakınlaşma ki, okuyucuda hiçbir his uyandırmıyor... Öylesi derinliksiz ki! Anlatamam... Nermin Bezmen`in edebi dili de inanılmaz derecede zayıf ve akıcılıktan uzaktır ama, onu bile mumla arar oldum bu kitabı okurken... Haa, niye mi Nermin hanımın dili ve kitapları ile kıyasladım? Hiç değilse homoseksüaliteyi daha cesur kullanıyor yazılarında o!
Yazan : senay_dilber
Beğen
|
|
hemen okumak istiyorum kitabı... kitap süpere benziyor..
Yazan : ser_gun
Beğen
|
|
Alıntısı bile bu kadar güzelse kim bilir tümü nasıldır? Hemen bir adet alıp okumak lazım...
Yazan : Eros_24
Beğen
|
Yorum yazmak için login olunuz
|
|