Erkekle sevişemem, çünkü gay değilim
15 yıllık ilişkisi bittikten iki yıl sonra birlikte olduğu son sevgilisi, ona hayatının cümlesini kurmuş: “Keşke erkek olsaydın da, senden bir kızım olsaydı.”
Erkek olmaya hazırlanan kadın anlattı...
Dirsekleri nasırdan bembeyaz. Ankara’nın takım elbiseli abileri, tayyörlü ablaları üstüne üstüne geliyor. Çok yalnız. Hepimiz gibi. Kalın ve kemikli parmaklarıyla arada saçlarını düzeltiyor. Erkek olmak isteyen -yazmaya elim varmıyor ama- bir kadın o. Hayatında hiç kimse ona kadın olarak bakmamış.
Kızının patatesten nefret ettiğini bile bilmeyen annesi dışında. Blues dinliyor, idolü Dostoyevski’nin en saf kahramanı Prens Mişkin.
Siz, onu bu röportaj boyunca, Murat olarak tanıyacaksınız. Muradına ersin diye. Kendisi öyle istedi. Ben de size kadın bedeninde yaşamak zorunda kalmış bir adamın ve yolu onunla kesişenlerin isimsiz hikayelerini anlatacağım. Murat, 37 yıl boyunca bunun bir rüya olmasını ve bir sabah erkek bedeniyle uyanmayı hayal etmiş. Çünkü sevdiği kadınların ailelerine ancak bu şekilde kendini kabul ettirebilecek, bu koşulla düzgün bir iş bulabilecek, sevgilisine nikah kıyabilecek ve baba olabilecek. Adli tatil biter bitmez kadın bedeninden kurtulup erkek olmasını sağlayacak, cinsiyet değiştirme ameliyatı için hukuki süreç başlayacak. Her şey yolunda gitse bile ancak birkaç yıl içinde gerçek bir erkek haline gelebilecek Murat, hayatının ikinci baharında -o da herkes gibi- huzur bulmak istiyor. Onunla konuşurken, bir an bile “Acaba kadın mı erkek mi” diye düşünmedim. Karşımda ses tonundan vücut diline kadar her hareketine erkeksiliği yerleştirmiş biri vardı karşımda. Her ay düzenli regl olmasına, rahminin sağlam bir şekilde karnının içinde durmasına rağmen Murat, anneden çok, mert, ailesini sahiplenen bir baba olur gibi geldi bana. Bence hakimlerin karar verirken bunu da gözetmesi lazım. Yani onunki bir ‘Erkek Fatma’ hikayesi değil, kadın bedeninde yaşayan bir adamın hikayesi...
Kendinizi ne zamandan beri bir erkek gibi hissediyorsunuz?
İlk günü hatırlayamam. Ama dört ya da beş yaşındayken, bana zorla bayramlık etek almaya çalıştıklarında, kendimi yerden yere atmışım “Giymem” diye, istememişim. Hiç uzun saçlı fotoğrafım olmadı. Kendimi hatırladığım ilk günden beri, böyleyim.
İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz?
Tabii. İlkokulda, sınıfta bir kız vardı, Zeynep. İlk büyük ve platonik aşkım oydu.
Peki ilk öpüşme, ilk sevişme?
Ortaokulda ilk defa bir kızı öptüm. Karşılıklı ilk aşkım oydu. İlk defa ona dokundum. Nereye ait olduğumu o zaman daha iyi anladım.
Hiç erkek arkadaşınız olmadı mı?
Hiçbir zaman bir erkeğe ilgi duymadım. Bir erkekle kendimi düşünmem için gay olmam lazım.
Küçük bir Anadolu kasabasında yaşıyorsunuz, ilişki yaşayacak kadın bulmak zor olmadı mı?
Yaşadığım şehirde bir sürü ilişkim oldu. Ne orada ne de burada sevgili bulmakta hiçbir zaman zorlanmadım. Ama ailemin öğrenme ihtimali beni hep tedirgin etti.
Kendinizi lezbiyen olarak mı tanımlıyorsunuz?
Hayır. Ben lezbiyen değilim. Benim sevgililerim de lezbiyen değil. Ben bir erkeğim, kendimi hep böyle hissettim, böyle yaşadım. Sevgililerim de bir erkekle beraber olduklarını düşündü.
Ankara’ya neden geldiniz?
Tabii ki yine aşk yüzünden. Ailesi, ilk büyük aşkım, gerçek sevgilim Yıldız’la
mektuplarımızı yakaladı. Görüşmemizi yasakladılar. Ankara’da üniversiteyi
kazanmıştı. Ben de onun arkasından bir yıl sonra buraya geldim. Ama bir süre sonra ayrıldık.
GÜZEL KADIN OLMADIM
Ailenizin tavrı nasıldı bütün bu süreç boyunca?
Annem beni, sadece doğurdu. Babam da bana dedemden kalan paraya yaşım tutmadığı için el koyup harcadı. Ailemden sadece bir kadın sahip çıktı bana. Annem, bir gün cebimde Yıldız’a ait bir not buldu, “Sen sevici misin lan”
diye bağırıp üstüme yürüdü. Ama o günden sonra konuyu bir daha hiç açmadı.
Annenize ve babanıza en çok hangi konuda kızgınsınız?
Annemin beni “Güzel kızım” diye sevmesi hep tuhafıma gitti. Ben güzel değilim. Hiç güzel bir kadın olmadım.
BENİ ERKEKLE ALDATTI
Anlaşılan o ki, aşk sizin hayatınızda belirleyici rol oynamış. Peki “Hayatımın ilişkisi” diye tanımlayabileceğiniz bir birlikteliğiniz oldu mu?
Üniversitedeyken, başka bir fakültede okuyan Aslı’ya aşık oldum. Karı koca gibiydik. 15 yıl birlikte yaşadık. Hayatımın ilişkisiydi. Bugün evli çiftler bile 15 yıl birbirlerine katlanamıyor. Her karı koca gibi kavgalarımız da oldu tabii.
Peki şiddet hiç yaşandı mı ilişkinizde?
Ben bu yetersizlik hissinden ötürü bazen sinirli olabiliyorum. Birkaç defa kavga ederken ona vurdum. Ama hep çok pişman oldum.
Peki ilişkiniz neden bitti?
Beni bir erkekle aldattı. Üstelik onları ben tanıştırmıştım. Onunla evlenmeye karar verdi. Bir akşam eve geldiğimde, yoktu.
Erkek olsaydınız, durum farklı mı olurdu?
Benimle olsaydı hiçbir zaman gelinlik giyemeyecekti. Sürekli önyargıları göğüslemek zorunda kalacaktı. Ama erkek olsaydım, “Sevgilime hadi evleniyoruz” diyebilirdim. Sırf bu yüzden sevgilimden oldum.
O adamla evlendi mi peki?
Hayır, zaten o ilişkinin yürümeyeceğini biliyordum.
Büyük aşkınızdan ayrılalı kaç yıl oldu, şimdi sevgiliniz var mı?
2007’de ayrıldık, bir daha hiç haberleşmedik. O geçmişten kurtulmak için çok çaba sarfetti. Ankara’ya bu yüzden gelmiyor, gelmek istemiyor. Son sevgilimle de, bu beden yüzünden ayrıldık.
KEŞKE ERKEK OLSAYDIN
O nasıl biriydi?
Kapalı bir ailenin kızı. Beni hâlâ çok seviyor ama bu halimle onun dünyasına girmem imkansız. Son sözü, “Keşke erkek olsaydın da sana bir kız evlat verebilseydim” oldu.
Kadınların en kötü yanı nedir?
Asla söyledikleri gibi değiller, çok uyanıklar, her şeyi arafta bırakıyorlar.
Sevdiklerinin arkasında erkekler kadar durmuyorlar.
Sevgili bulmakta zorlanıyor musunuz?
Eskiden sağım solum istemediğim kadar kadınla doluydu. Hepsi de gözümün içine bakardı. Şimdi yaşlandım, ondan mı bilmiyorum, sevecek birini bulamıyorum. Bir de ben cinsellikten çok, sevgiyi ve karşılıklı konuşmayı önemsiyorum. Sadece cinsellik için her zaman, her yerde kadın vardır. Ama o tür bir ilişkiyi de ben istemem.
Ameliyattan sonra ilk işiniz ne yapmak olacak?
Önce erkekler tuvaletine gidip işeyeceğim. Her şeye yeniden başlayacağım. Kendime güzel bir isim bulup mavi kimlik alacağım. Eğer o güne kadar bir sevgilim olursa, göğsümü gere gere elini tutup onunla dans edeceğim. Ailesiyle tanışacağım, babasıyla iki erkek gibi karşılıklı tavla oynayacağım.
#Çok arkadaşınız var mı?
Çok az. Bir sevgilim oluyor, birlikte eş dost ediniyoruz. Ama ilişkimiz bitince,
herkes sevgilime hastalıktan kurtulmuş insan gözüyle bakıp sahip çıkarken, bana sırtlarını çeviriyorlar. Her ilişkinin sonunda yalnız kalıyorum. Erkekler de
sevgililerinin aklını çeleceğimi düşünüyor. Bakma böyle rahat konuşabildiğime, çok yalnız bir adamım ben.
Geçim sıkıntısı çekiyor musunuz?
Asgari ücretle çalışıyorum. Doktora da bu yüzden gidemedim. İnsanlardan çok
korkuyorum. Yeri geliyor bulaşık yıkıyorum, ama şerefimle çalışıyorum. Erkek
transseksüeller fuhuş yapıp para kazanıyor. Ama bizde böyle bir şey söz konusu bile olmaz. Hayatım boyunca hep işsiz kaldım. Kimliğim nedeniyle bir kadın olarak iş başvurusu yapıyorum. Ama senin gibi değilim ya da onların istediği prezantabl eleman da değilim. Haliyle kimse beni çalıştırmak istemiyor.
‘MADONNA DA LEZBİYEN DİYE SARKIYORLAR’
Cinsel açıdan tatminsizlik yaşıyor musunuz?
Böyle bir şey hiç başıma gelmedi, ne ben tatminsizlik yaşadım ne de sevgililerim. Bence her kadının bir lezbiyen ilişkisi ya da buna meyli mutlaka olur. Kadınlar birbirlerini merak eder. Sırf nasıl bir şey olduğunu görmek için benimle ilişki kuranlar oldu. Çoğunu yanıtsız bıraktım ama “Madonna da lezbiyen ilişki yaşamış” diye sarkıyorlar. İstemediğiniz bir odada ne kadar
durursunuz? Ben istemediğim bir bedende 37 yıldır yaşıyorum.
Bu hal beni yalnızlaştırıyor. Arkadaşlarım benden utanıyor. Sapık, milletin karısına kızına sarkan, biri damgası yiyorum. Ameliyat olmazsam bu travmalar devam edecek. Ama olabilirsem, tam bir erkek gibi görüneceğim. Mavi nüfus cüzdanım olacak. Sevdiğim kadınları ve arkadaşlarımı bedenim yüzünden kaybetmekten yoruldum. YALNIZ ÖLMEK İSTEMİYORUM!
kaynak: haberalan.com
bu yazı BEDİA CEYLAN GÜZELCE (GAZETE HABERTURK)`nin yazısından alıntıdır.
|
|
Eklenme Tarihi : 11.09.2009 |
Haber Editörü : ARES |
«« GERi
|
Bu haber 557042 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
murat arkadaşımızı o kadar çok iyi anlıyorumki ve ben kendisine herzaman inanmasını ve güvenmesini rica ediyorum zaten öylede olmuş. bende çok maskülen iç ana doluluda olsam karayağız bir maskülen pasif gay olduğumdan dolayı çok acılar çektim ve halada çokça çekmekteyim. maddi sıkıntılardan dolayı,iyi bir eğitim alamayışımdan,iyi bir işimin olmayışından,aşırı derecede hümanist herşeye üzülen ve aşırı bir adalet savunucusu olmaktan dolasyı elimden geldikçe vue bu konuda haksızca tlf dinlenmesine takılmış olsamda bir süre bir çok zorlukla dolu olmuştur yahatım ve halada öyledir. şunu belirtmek istiyorum bir çok kez kendime sordum ve hala sormaktayım neden ben böyle oldum. ben kendimdeki bu farklılığı 7 yaşımda farkettim. kızlarla hep oyun oynayan kök kuşağının üstünden geçince bir dilek dileyip kız olacağını sanan biriydim.ailemdeki bir çok olumsuzluğun oluşu anne babanın ve çevrenin cahil oluşundan bir çok kez ciddi intiharlara kalkışıp,deneyip,ölümlerden dönmüşümdür. çok araştırdım ve çok okudum eşcinsellik ne bir hastalık nedebir sapkınlıktı ben hala diyorum biryerlerden yüklü bir para elime geçsede şu maskülen yapımdan kurtulayım fakat ben kesinliklen amaliyat olup kadın,transexüel olmak gibi hiç bir niyetim,hayalim yok çok küçükken istedim fakat şimdi yok sanırım bir değişimdi bu bir duygu ewrimi. ama güzel bir full aktiflerin ilgisiniçekecek bir görünüme sahip olmak istiyorum. bu yolda sabır etmeyi,zorluklarlan mücadele etrmeyide artık öğrendim. grgoryanların patriği mutafyan demişya cehennem belkide boştur bende diyorumki pamir olarak orası ister dolu isterse boş olsun bu konuda bizlerin hiç bir suçu yok sonradan özenti ile olmuş olsak ok derim fakat bu konuda bizlerin dediğim gibi hiç bir suçumuz yok bunu bütün eşcinseller bilmelidirki;bu bizlerin değil belkide yukarının suçudur ama benim gibi 6,7 yaşında bunu benliğinde hisseden bulanlarda değildir sewgiler pamir.
Yazan : sir_sokagi
Beğen
|
|
Yıllar önce Mesrob Mutafyan ile Konya`da tanışma fırsatı bulmuştum... O günlerde içimdeki ruh, hissettiklerinden dolayı acı çekmem gerktiğine inandırmak istiyordu beni... Homoseksüeldim ya, suçluluk duymalı, ağır günahlar altında ezilmeliydim... Eziliyordum da... Mutafyan hazretleri ile gerçekleştirdiğim kısa süreli sohbetimde, ne `homoseksüel` kelimesi geçti, ne `ilişki`, ne de `günah`... Ama O, anlamıştı elbette ki içimde kopan fırtınaları... Bin kere günah çıkarsam bile arınamayacağımı düşündüğüm kabus dolu günlerdi... Bedenim erkek, içimse kadındı!!! Bundan korkunç kabus mu vardı? O sohbetin sonunda - içinde, kilit bir cümle döküldü Mutafyan`ın ağzından: ``Sevgili yavrum, ne biliyoruz? Belki de `Cehennem` denilen yer, bomboş bir yerdir... Belki de `Cennet`, bu dünyada olamadıklarımızı olduğumuz bir dünyadır...`` O kadar tesirinde kaldım bu sözlerin, o kadar memnun oldum ki o sohbeti gerçekleştirdiğime, işte ilk kez o an barıştırdım içimdeki Şenay`la Soner`i... Tıpkı haberini okuduğum ağabeyimin dediği gibi cevapladım ben de hep heteroseksüelleri: Tabii ki asla bir kadınla olmadım! Çünkü ben lezbiyen değilim!!!
Yazan : senay_dilber
Beğen
|
|
Ares`i tebrik ediyorum.Bizimle böyle bir gerçeği paylaştığı için.Ne yazık ki toplumumuz için aynı şeyleri söylemeyeceğim.İnsanların yargıları utanç verici.Kişiler birbirilerinin özel hayatına nasıl oluyor da kendilerinde karışma yetisini görüyorlar,anlayamıyorum.Ama hani deveye sormuşlar hikayesi vardır ya,neremiz düzgün ki!Hepimiz az yada çok benzer sıkıntıları yaşamıyormuyuz zaten.Tabii onunki biraz daha ağır olmuş.Kendini korkmadan ortaya koyabilmiş çünkü.Murat`ın azmini,çabasını gerçekten takdir ettim.Her babayiğidin harcı değil bu mücadele.Umarım herşey gönlünce olur.Darısı diğer Murat ve Ayşelere.
Yazan : attackmemory
Beğen
|
Yorum yazmak için login olunuz
|
|
|