Diyanetin Paradoksu ve Bir “Sapıklık” Olarak Eşcinsellik
Adı geçen psikiyatrların medyada yazıldığı gibi buyurdukları halde Şûra kararı bu şekilde çıkmışsa, Diyanet`in katılan psikiyatrlardan daha laik ve etik davrandığını söylemek mümkün.
“Sosyal Problemler Karşısında Din ve Diyanet” konusunu ele alan IV. Din Şurası’nda alınan kararlar, `gündelik hayatın laikleşmesi` karşısında Diyanet`in duyduğu çaresizliği gösteriyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı, 12-16 Ekim 2009 tarihleri arasında Ankara`da "Din ve Toplum" ana başlığı altında "Sosyal Problemler Karşısında Din ve Diyanet" konusunu ele aldırdığı IV. Din Şûrası düzenledi. Şûra kararlarının açıklanmasıyla, özellikle eşcinselliğe Diyanet`in yaklaşımı ortaya çıkmış oldu.
Şûranın 32 kararı incelendiğinde paradoks gibi gelse de Diyanet İşleri Başkanlığı`nın toplumun gündelik hayatının laikleşmesi karşısında duyduğu çaresizliği görmek mümkün. Şûra kararları bir tür "şikâyet manzumesi" gibi duruyor. Daha Şûra kararlarının giriş paragrafında bu çaresizlik duygusunun belirleyiciliği görülebiliyor.
“Hızlı bir değişimi yaşadığımız ve beraberinde yeni bir zihniyet dünyasıyla karşı karşıya olduğumuz modern çağda geleneksel bakış açıları da dâhil mevcut bütün hayat tarzları, yönelim ve tercihler fazlasıyla sorgulanır olmuş, daha bu açıklanmaya muhtaç hale gelmiştir. İçinde yaşadığımız dünyayı modernlik, postmodernlik ve küreselleşme kavramları etrafında açıklayan yaklaşımların, dine edilgen bir rol yükleme konusunda bildik kabullerinden vazgeçmemiş oldukları ve buna bağlı olarak, dinin hâlâ ya eski ve köhnemiş bir geleneğin parçası ya da sadece hakikat iddiası taşıyan tezlerden bir tez olarak değerlendirilebildiği müşahede edilse de, asla kabul edilemez olan bu tarz değerlendirmelerin sıhhatli ve geçerli olmadığı; aksine dinin öneminden hiçbir şey kaybetmeyerek dün olduğu gibi bugün de birey ve toplum hayatında en önemli belirleyicilerden biri olmaya devam ettiği görülmektedir.”
`Benim de Bir Çözümüm Var`
Asla kabul edilemez gibi karşı çıkış cümleleri olsa da Diyanet bile gündelik hayatta dine "edilgen bir rol" yüklendiğini ve dinin "hakikat iddiası taşıyan tezlerden bir tez" olarak görülmeye başlandığının ayırtına varmış durumda. Bireylerin gündelik hayat pratiklerini din kurallarına göre yaşamadıklarını ve dini "bireysel inançlardan biri", "manevi bir doyum yolu" olarak görmeye başladıklarını Diyanet`in kabul etmiş olması çok anlamlı.
Evet, bu durumdan yakınıyor ve gündelik hayatta dinin daha etkin bir rol üstlenebilmesi için gündelik hayatın sorunlarına kendince bir çözüm yolu önermeye çalışıyor. Din artık topluma kendi ajandasını vaaz etmiyor, tersine, toplumun sorunlarına "bakın bana gelirseniz, yaşadığınız sorunlara çözüm bulabilirim" vaadini veriyor.
Çünkü Diyanet bile insanların artık koşulsuzca dinin emirlerine uymaya yanaşmadıklarını, ne kadar namazında niyazında olsalar da gündelik hayatlarını dinin emirlerine göre yaşamadıklarını fark ediyor. Şûra kararlarının başlıklarına bakıldığında, kadına yönelik şiddet, çevre ve iklim sorunları, çocuk ve yaşlılar, sağlık, madde bağımlılığı gibi konularda proje geliştirilmesi gerektiğinin önerildiği anlaşılıyor. Bu kararlar dinin hayatın her alanında kendisini yetkili gördüğü gibi okunabilir ama tersine kendisini bir seçenek olarak sunabilmek için hayatın her alanındaki sorunlara "bakın benim de bir çözüm önerim var" demeye çalışıyor.
Bu paradoksun en çarpıcı olarak görülebileceği konu kamuoyuna eşcinsellik olarak yansısa da aslında genel olarak cinsellikle ilgili olan şûranın 19. kararı:
"Kamuoyunda tedirginlik meydana getirecek bir şekilde yayılma istidadı gösteren cinsel davranış bozuklukları karşısında İslam`ın bilinen tavır ve cevabı bütün açıklığıyla belirtilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı, insan doğasına aykırı, Müslüman tabiatının hiçbir şekilde kabul edilemez bulduğu her türden cinsel davranış bozukluğu karşısında, toplumun yeterli düzeyde bilgilendirilmesine öncülük etmeli, kişiler hedef gösterilmeden ve rencide edilmeden, sorunların sağlıklı bir şekilde giderilmesi konusundaki girişimlere destek verilmelidir.”
Denetim: Dinin Yerine Tıp
Üstelik kararın son cümlesinde yer alan "kişiler hedef gösterilmeden ve rencide edilmeden" uyarısı ve sapıklık sıfatı yerine "cinsel davranış bozukluğu" teriminin kullanılmış olması Diyanet`teki değişimi göstermesi bakımından çok önemli. Üstelik cinsellik ve eşcinsellik hakkında Şûra`ya rapor hazırlayan iki psikiyatrın medyada yayımlanan raporlarını görünce Diyanet`in psikiyatrlardan daha ilerici olduğunu görmemeye imkân yok.
Bildiri hazırladıkları söylenen psikiyatrlar eğer medyada yazıldığı gibi `Homoseksüellerin çocuk edinmesi toplumu tehdit eden bir tehlikedir; Homoseksüalite, cinsel kimlik bozukluğudur ve onun sapık biçimlerinden biridir; Erkek homoseksüeller, cinsel sapıklıklarını şehvet doyumu aracı olarak benimser; Yaşlanma homoseksüel kişiler için de endişe kaynağıdır. Erkek sevgililerine para yetiştirmek isterler. Kıskançlık krizi sebebiyle cinayet işleyenler oluyor. İhaneti affetmezler; Çocukların, eşcinsel çiftlerin ortamına girmesi sakıncalıdır. Bu davranış ve tutumları hoş görülmemelidir. Homoseksüellerin çocuk edinmeleri ve kuşak üretmeleri toplumun geleceğini tehdit eder. Sanat, spor ve edebiyat insanları, homoseksüelliği övmemelidir; Eşcinsellik bütün dünyada yayılıyor. Bu, insanlığın geleceği açısından ciddi bir tehlike. Gençler arasında özgürlük gibi zannedilse de özgürlük değil, bazı değerlerin yok olması. Böyle devam ederse, 50 yıl sonra insan nesli diye bir şey kalmayacak" buyurmalarına rağmen Şûra kararı bu şekilde çıkmışsa, Diyanet`in katılan psikiyatrlardan daha laik ve etik davrandığını söylemek mümkün.
Tarihte cinsellik dinin alanından çıktıkça bir denetim aygıtı olarak tıp devreye girmiştir. Bu durum sekülerleşme sürecinde dinin gündelik hayattaki etkisinin azalmasıyla paraleldir.
Eskiden din eşcinselliği sapıklık olarak görür ve başka bir açıklamaya gerek duymazdı. Ne zaman bu açıklamanın topluma yeterli gelmediğini ve bağlayıcı olmadığını fark ettiyse o zaman devreye tıbbi bilgiyi ve hastalık kavramını girmiş ve cinsel farklılıklar hastalık kavramıyla denetlenmeye çalışılmıştır.
Türkiye`de her işin tersten gitmesi gibi son Şûra kararlarının gösterdiği gibi en azından cinsellik konusunda Diyanet`in bir grup psikiyatrdan daha "bilimsel" ve daha "laik" olduğu ortaya çıkmıştır.
Kaynak: Kaos GL 16.11.2009
|
|
Eklenme Tarihi : 17.11.2009 |
Haber Editörü : Administrator |
«« GERi
|
Bu haber 496110 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
Bu habere yapılmış bir yorum bulunmamaktadır |
Yorum yazmak için login olunuz
|
|